Başkanımız Aziz Yıldırım’ın, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün resmi yayın
organlarından Fenerbahçe Dergisi’nin 116 nolu Ekim 2012 sayısında yer
alan başyazısı şöyle:
"Sevgili Fenerbahçeliler,
Yeni bir aya girerken Fenerbahçe Dergisi aracılığıyla, duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmanın heyecanını yaşıyorum.
Ülkemiz
çok zor günlerden geçiyor. Ardı ardına gelen terör olayları, şehit
haberleri hepimizi kalbimizden vuruyor, derinden yaralıyor. Artık
sözlerin, cümlelerin anlamını yitirdiği bir noktadayız. Ben, bir kez
daha bu vatan için şehit düşen tüm evlatlarımıza Allah’tan rahmet,
ana-babalarına, yakınlarına sabırlar diliyorum. Fenerbahçe camiası
olarak bu konuda, üzerimize düşeni tüm varlığımızla, tüm benliğimizle
yapmaya hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum.
Türkiye’nin en
büyük ve en çok lisanslı sporcuya sahip olan spor kulübü olarak tüm
branşlarımızda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Fenerbahçe amatör
şubelerinde, altyapı organizasyonlarında spor yapan, ter döken tüm
çocuklarımız, büyük bir heyecanla yeni sezon için çalışıyorlar.
Şampiyonluk hedeflerinin yanı sıra, sporun yüksek ideallerini
benimseyerek Türk toplumuna faydalı bir nesil olma yolunda gereken
adımları atıyorlar.
Bizim de göreve geldiğimiz günden bu yana tüm
heyecanımız, hevesimiz budur. Tüm arzumuz; sporun en yüksek platformu
Olimpiyat Oyunları’nda ülkemizin bir sporcuyla daha fazla temsil
edilmesidir. Bu çabalarımızın zaman zaman içinde yaşadığımız toplum
tarafından, medyamız tarafından hatta camiamızın belli kesimleri
tarafından tam olarak algılanmadığını, azımsandığını hatta yok
sayıldığını üzülerek görüyoruz. Ama söz veriyoruz; Ulu Önder Atatürk’ün
gösterdiği yol çerçevesinde Türk gençlerine spor yapacak olanak ve ortam
sağlamaya devam edeceğiz. Bu idealimizin Olimpiyat Oyunları’na ev
sahipliği yapma hedefini kovalayan devletimiz tarafından da
desteklenmesini ümit ediyoruz.
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak;
belli çevrelerin bıkmadan, usanmadan kamuoyunu yanıltmaya yönelik
çabalarının tam aksine tüm branşlarımızda yarışan tüm sporcularımızın,
takımlarımızın ana hedefi AVRUPA ve DÜNYA sahnesinde başarıdır. Son
yıllarda voleybol, basketbol, atletizm ve masa tenisi başta olmak üzere
ardı ardına gelen uluslararası başarılarımız da vizyonumuzun somut
göstergesi ve meyveleridir.
Fenerbahçe Spor Kulübü’nün lokomotifi
olan Profesyonel Futbol Takımımız da Sayın Aykut Kocaman yönetiminde
ilk sezon Süper Lig şampiyonluğu, ikinci sezon da Türkiye Kupası
şampiyonluğu yaşamış, derbilerde rakiplerine üstünlük sağlamış, geçen
sezonun özel şartlarında Türkiye’de ilk kez organize edilen Süper Final
grubunda ezeli rakiplerini 4 puan geride bırakmış ancak yarım puanla
şampiyonluğu elinden kaçırmıştır. Bunları hatırlatmak istiyorum çünkü bu
başarıların altında imzası olan teknik heyetimiz ve takımımız içeriden
dışarıdan acımasızca, iz ve izan tanımaksızın yerilmektedir.
Fenerbahçe’nin sağduyulu kesimleri ve Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetimi
olan bitenin farkındadır. Fenerbahçe’de artık başarısızlık üzerinden
yapılan iktidar savaşları dönemleri geride kalmıştır. Fenerbahçe artık
İSTİKRAR ve DEVAMLILIK kulübüdür. Futbol şubemizde kısa dönemli
başarılardan ziyade (ki o başarıları da kazanmış olmamıza rağmen) orta
ve uzun dönemli planlamaları esas alan bir zihniyet hakimdir. Bu
kararlılığımız, bu politikamız Sportif Direktörümüz ve Teknik Sorumlumuz
Sayın Aykut Kocaman önderliğinde hayata geçmeye devam edecektir.
Futbol
Takımımız, çok önemli isimlerle güçlendirilmiş kadrosuyla, her sezon
olduğu gibi bu sezonda da yarıştığı tüm kulvarlarda zirveyi hedeflemeyi
sürdürecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın, herkes rahat olsun,
takımımıza destek olmaya devam edelim. Bu vesileyle çok önemli bulduğum
bir konuyu sizlere bizzat aktarmak istiyorum; Geçen sezonun özel
koşullarında kulübümüz birkaç kez seyircisiz oynama cezası aldı ve
maçlarımızı TFF’nin yeni uygulaması gereği kadın ve çocuklarımızın
önünde oynadık; dünya spor tarihine geçen sahneler yaşadık.Tüm dünya
basını Fenerbahçeli kadın ve çocukların oluşturduğu muhteşem tablodan
övgüyle bahsetti. Söylediğim gibi; geçen sezonun olağanüstü koşullarında
bu tablo bizi gururlandırdı, bize güç verdi. Ama artık bu işe bir son
vermeliyiz. Takımımız, bu sezona da 5 maç cezalı olarak başladı ve
kulübümüz milyonlarca liralık gelirden mahrum kaldı. Sebebi ne olursa
olsun, bu sezon kesinlikle ama kesinlikle küfür, sahaya yabancı madde
atma, sahaya girme gibi fiilleri yaşamak istemiyoruz. Fenerbahçe
taraftarı tüm gücüyle takımının arkasında olmalı. MP Antalyaspor maçı bu
sezon cezalı oynayacağımız son maç olarak kalmalıdır.
Lütfen
herkes, tribünde yanındaki arkadaşını uyarsın. Fenerbahçe’ye yakışan
bir şekilde tribünleri sezon sonuna kadar dolduralım; 12 numara
tribündeki yerini erkek, kadın, çocuk tüm taraftarlarımızla hep birlikte
alsın.
Peki, biz ne yapıyoruz? Yönetim Kurulumuzdaki eski ve
yeni arkadaşlarımızla birlikte var gücümüzle Fenerbahçe için çalışmaya,
proje üretmeye devam ediyoruz. Katıldığım bir televizyon programında ana
hatlarıyla bahsettiğim projelerin üzerinde çalışıyoruz. Detayların
üzerinden geçiyoruz. Fenerbahçemizin geleceğini, garanti altına almak
için düşünüyoruz, planlıyoruz ve uygulamaya geçmeye hazırlanıyoruz. Bu
süreçte Fenerbahçe Kongre Üyeleri başta olmak üzere, tüm camiamızın
desteği bizim için çok ama çok önemli olacak.
Yine söylüyorum; HER ŞEY FENERBAHÇE İÇİN; FENERBAHÇE’NİN BUGÜNÜ, YARINI VE GELECEĞİ İÇİN.