Bekir İrtegün: "başarimin Sirri Takim Oyunu Ve Takim Arkadaşlarim"
24.11.2012
Bekir İrtegün: "başarimin Sirri Takim Oyunu Ve Takim Arkadaşlarim"
Oyuncumuz Bekir İrtegün, UEFA Avrupa Ligi’ndeki Olimpik Marsilya
karşısında attığı golün gerek kendisini, gerekse de takımdaki herkesi
çok mutlu ettiğini belirterek, "Çok gol atan bir oyuncu değilim, ama
sezon içinde bir ya da iki kez denk geliyor. Kritik goller attığım
zaman oluyor. Gol atmak başka bir duygu. Bu başarının sırrı tabi, takım
oyunu ve takım arkadaşlarım" dedi.
Fenerbahçe
Televizyonu’nda yayınlanan "Günün Röportajı" programına konuk olan Bekir
İrtegün, Marsilya’ya karşı attığı röveşata golünden şu anki
performansına, saha içinde kendine olan güveninden, Fenerbahçemizin 25
Kasım Pazar günü Gençlerbirliği ile oynayacağı karşılaşmaya kadar birçok
konuya değindi.
Taraftarlardan gelen soruları da yanıtlayan
Bekir, öncelikle Marsilya karşısında bulduğu golün asistini yapan
Oyuncumuz Gökhan Gönülden övgüyle söz ederek, "Gökhan harika
asistler yapıyor. Bir bakıma rakiplerin yapacak bir şeyi yok. Zaman
zaman başka arkadaşlar da vuruyordu. Golün büyük bir kısmı Gökhan’ın.
Önlem alınması zor bir oyuncu. Gökhan iyi bir asist yaptı ve ben de
yumuşatarak vurdum" diye konuştu.
"Böyle bir gol atmak çok güzel bir duygu" Olimpik Marsilya karşısında bulduğu röveşata golünün, o anda karar verilmiş bir pozisyon olduğuna da değinen Bekir, "Çok
gol atan bir oyuncu değilim ama senede bir iki kez denk geliyor. Kritik
goller denk geliyor. İnşallah devamı olur. Gol atmak başka bir duygu.
Şunu söylemek isterim, anlık bir olay. Maçta Gökhan topu çevirdiğinde
kararımı vermiştim. Vaslui maçında da denemem oldu ama bu maçta gol
attım. 3-4 maçtır performans olarak iyiyim ve golle taçlandırdım
kendimden önce ailem için çok istemiştim gol atmayı. Gol atmak çok güzel
bir duygu. Ailemle konuştum ve mutlu olduklarını öğrendim. Sevdiğim
insanların mutluluğundan mutluluk çıkarırım, güzel bir galibiyette payım
oluğu için mutluyum. Herkese bu mutluluğu yaşattığım için mutluyum.
Özellikle Moussa Sow, Takımda röveşata anlamında en önemli isim. Gökhan
Gönül, Selçuk Şahin ve Volkan da bu anlamda başarılı isimler" ifadelerini kullandı.
"Başarımın sırrı Takım Oyunu ve Takım Arkadaşlarım" Son haftalardaki başarılı performansı ile büyük beğeni toplayan Bekir İrtegün, bu başarısını; "Sanırım
Bursa maçından sonra bir soru geldi: ’Bazen iyisin, bazen de kötüsün’
diye ve benim cevabım da: ’Defans oyuncuları kötü oynadıkları maçta
dikkat çekerler, ama bir forvet oyuncuları o günü kurtarır. Defansın iyi
gözükmesinin sebebinde takımın rolü önemlidir. Takım arkadaşlarımla üst
seviyedeyiz ve ben de ayak uyduruyorum. Bu anlamda performansımdaki
artış bireysel kaynaklı değil. Benim yanımdaki arkadaşlarım da iyi
oynarsa ben de iyi oynarım. Takım oyunu ve takım arkadaşların
performansı’ olmuştu. Yine aynı şeyleri söylemek en doğrusu olacaktır" şeklinde açıkladı.
"Futbol doğası gereği eleştiriye açıktır"
Futbolun
doğası gereği eleştiriye açık bir iş olduğunu, ancak zaman zaman bu
eleştirinin dozajının kaçtığını da belirten başarılı oyuncu, "Ben
yapı gereği duygusalım ama inatçıyımdır da. Olumsuz şeylerle birlikte,
onları olumlu tarafa çevirmek için uğraşırım. Metanetli bir insanım.
Genç bir oyuncu değilim ve yaşadıklarımız var. Görsel bir iş
yapmaktayız. Eleştiriye açık bir iş yapıyoruz. Eleştirilerle sıkıntı yok
ama sınırı var. Bu sınır aşılınca sıkıntı oluyor. Türkiye’de bu var.
Kendi maçımızda, en basitiyle Eskişehirspor maçında Fırat Aydınus hocaya
yapılanlar. Evet, kötü bir maç yönetti ama… Eleştiri olacaktır tabi.
Aşırı sıkıntılarım olmadı ama kötü oynadığım maçlardan sonra da öz
eleştiriyi yapan biriyim" açıklamasında bulundu.
"Eleştirilere, Fenerbahçelilik duruşuyla cevap veriyoruz"
Gerek
Fenerbahçe’ye, gerekse de takım içindeki oyunculara yönelik yapılan
eleştirilere verilecek en güzel cevabın, Fenerbahçelilik duruşuyla
olacağını söyleyen İrtegün, "Yaşadığımız süreç çok konuşulan ve
konuşulacak olan bir konu. Unutulmaması gereken bir konu. Biz çok
doluyuz.Geçen sezonu her şeye rağmen iyi bitirdik. Belki bu sezona biraz
da kötü başladık. Ancak Fenerbahçe takımı biraz kötü gittiğinde hemen
aşağıya çekiliyor ve sınırı aşılıyor. Eleştiri olmalı ama sınırı da
olmalı. Bizim de saha içinde isyan etmemiz gerekirdi. İstekli ve arzulu
bir oyunla bunu yaptık. Takım halinde skorlarla ve Fenerbahçelilik
duruşuyla en güzel cevabı vermeye devam edeceğim diyorum" dedi.
"Saha içindeki dayanışmamız arttı"
Takımımızın saha içindeki dayanışmasının arttığına ve bunun skora yansıdığını da dile getiren Bekir İrtegün, "Skor
olarak bu ritmi yakalar mıydık bilmiyorum ama skor anlamında sıkıntılar
yaşadık. Kendi içimizde de sıkıntılarımız vardı. Maçlara gerektiği
kadar motive olmadan çıktık. Örnek; Spartak Moskova maçı ve hepimizi
fazlasıyla üzen bir maçtı. Türkiye Ligine bakıldığında varolan oyun
şablonunu oynamak zor. Biz pas yapan bir takımız ve pas yavaşladığında
futbol keyif vermiyor. Ama diğer takımlara bakıldığında bizim gibi
coşkulu oynamıyordu. Kötü oyunları gözükmüyordu. Biz golün sıkıntısını
çektiğimiz için kötü oyun olarak değerlendiriliyordu. Bir takımda çok
sayıda sakat oyuncuların olması sıkıntı yaratır. Belki 2-3 sakat
etkilemez ama daha fazlası sıkıntıdır. Antalya maçından sonra farklı
şeyler konuştuk. Herkesin kendini eleştirdiği ve bazı şeylerin değiştiği
bir maç oldu. Eskişehirspor maçı da takım halinde iyi oldu. Bunların
hepsi, bizi yukarı çeken nedenler. Eskişehirspor maçında karşılaşmanın o
şekilde bitmesi, tüm bu yaşananların olması bizi takım halinde savunma
yapmamızı gösterdi. Saha içindeki dayanışmamız arttı" ifadelerini kullandı.
"Sorumluluk almayı seven bir oyuncuyum"
Saha içinde sorumluluk almayı seven bir oyuncu olduğuna da değinen Bekir İrtegün, "Pozisyonla
ilgili olarak konuşmak gerekirse sezgisel bir şey. Bir hamle
yapacaksanız, önceden görmeniz ya da hissetmeniz önemlidir. Zaman zaman
saha içinde hamle yaptığında rakip ansızın bir şekilde sizden
kurtulabilir. Bunu önlemeni gerek ve bu sezgisel bir şey. Ancak riskli
bir özellik. Benim bazı maçlarımda vardır, takımda pas yapılacakken, top
bende ise sorumluluk almayı seviyorum. Riski olsa da, hata yapsam da
sorumluluk almayı severim. Daum döneminde az süre alıyordum. Devre
arasında bunu söyledim. Takım şampiyon olduğunda ben uzaktan keyif
alacaktım. Saha içerisinde de zaman zaman risk alıyorum. Belki fazla
özgüvenden hata yapıyorum. Defans oyuncuları ne kadar iyi oynarsa
oynasın, hata yaparsa akıllarda o kalır" açıklamasında bulundu.
"Benim için önemli olan defansif anlamdaki katkı"
Oynadığı
her karşılaşma sonrası, müsabakaların tekrarlarını izleyerek eksik ya
da hatalı yerlerini eleştirdiğini söyleyen Bekir, "Maçlardan sonra
hep özetleri izlerim. Benim için takımıma defansif anlamda yaptığım
katkı çok daha önemli. Gol atmak çok güzel bir duygu. İnşallah diğer
defans oyuncuları da bu şekilde gol atar. Ama biz defans olarak amacımız
takımdaki savunmayı sağlamak. Esas amaç takımımıza yaptığımız katkıdır.
Bir de şunu söylemeliyim: İbrahimoviç’in attığı gol ile benim golüm
kıyaslanamaz. Benim gördüğüm en güzel gollerden bir tanesi
İbrahimoviç’in golü idi. Yüksekliği, kaleye olan uzaklığı harika bir
goldü" dedi.
"Mücadele etmek çok önemli"
Marsilya maçının ardından Hollandalı oyuncumuz Dirk Kuyt’ın yaptığı açıklamalara da değinen İrtegün, "Maçtan
sonra otobüse giderken, basın mensupları söyledi. Duygulandım da.
Kuyt’ın söylediği şey beni yansıtan bir açıklama. Ben kötü oynayabilirim
ama mücadele etmemek daha da kötü. Kendime olan saygım ve aldığım
paranın helal olmadığı kısmı, sahada mücadele etmediğim zaman kötü olur.
Belki çok yetenekli oyuncular değiliz Alex kadar, işte o zaman
yüreğinizi koymalısınız ve Kuyt’ın bunu fark edip söylemesi beni mutlu
etti" şeklinde açıkladı.
"Büyük takımın hedefleri ve sorumlulukları da büyüktür"
Büyük takımda oynamanın getirdiği büyük sorumluluklar ve büyük hedefler olduğunu belirten Bekir İrtegün, "Özgüven
en önemli şeylerden bir tanesi. Hayat içinde sahip olmanız gereken en
önemli şeylerden. Büyük takımda oynamak yetenekle ilgili değildir.
Mental gücün de olması demek. Kitlesi de, hedefleri de büyük bir
kulüpteyim. Kötü gidince tepkiler de büyük oluyor. Bunları kaldırmak da
futbolun karakteri ile ilgili. Stad ta da tepki görünce oyun içinde
düşebilirsiniz. Ama bu nasıl düzelir. Adam geçersiniz pas yaparsanız bu
özgüveni oyun içinde yakalarsınız. En önemlisi bu dönemde çalışmak ve
hatalardan ders çıkarmak. Bir sonraki maçta skor anlamında cevap
alırsanız, özgüven yerine gelir" şeklinde ifade etti.
"Futboldan kopmayı düşünmüyorum"
İlerleyen dönemlerde de futbolun içinde yer alacağını dile getiren başarılı oyuncu, "Gelecek
ile alakalı, yapabileceğimi düşündüğüm hayaller var. Üniversiteyi 2006
yılında bitirdim ve yüksek lisans yaptım, doktora hayalim var ve
inşallah yaparım. İlerleyen dönemde de futbolun içinde kalmayı
düşünüyorum. Kimi futbolcu istemez ama şu an ki Bekir olarak böyle bir
hayalim var. Harekete geçmeniz gerek. Ben de gözlem yaparak bununla
ilgili çalışıyorum. Bu konuda kafa yoruyorum. Dünya futbolunu da takip
ediyorum. Bunlar önemli şeyler. Önümde daha zaman var. Kendime yatırım
yapmaya çalışıyorum" açıklamasını yaptı.
"Üst üste maçlar oynadık"
Mental yorgunluktan ziyade üst üste maç oynamanın fiziksel anlamda yorgunluk yaratabileceğine de dikkat çeken İrtegün, "Öncelikle
ben sahada panik olduğumuzu düşünmüyorum. Bu futbolcu yapısıyla ilgili.
Eskişehirspor gibi tempolu takıma karşı, 10 kişi oynayan bir takımız.
Öncelikle şunu söylemeliyim. Milli maç vardı ve ardından Eskişehirspor
maçı ve ardından Marsilya maçı. Fiziksel olarak insanlara bir şey
gelmeyebilir ama gerçek anlamda insanı etkiliyor. Biraz daha baskı
anlamında pozisyon üretirsek daha da iyi olacaktır" diye konuştu.
"Emeğimizin karşılığını aldık"
Marsilya maçının ardından Takım içinde yapılan kutlamaya ilişkin de bir açıklama yapan Bekir İrtegün, "Eğlenme
hakkı bizde de var. Bunlar güzel şeyler ve Takımın hakkettiğini
düşünüyorum. Bazen maçlara stresli çıkıyoruz. Motivasyon, beyni yoruyor.
Emeğin karşılığını alında insan mutlu oluyor" ifadelerine yer verdi.
"Erken yaşta kaptan olmak olgunlaştırdı"
Gaziantepspor
forması giydiği dönemde erken yaşta kaptanlık pazı bandını taktığını ve
bunun kendisine olgunluk kazandırdığını açıklayan Bekir, "21-22
yaşındaydım. Çok şey kattı. Şu anlamda: Gaziantepspor o dönemde zor
şartlar altında idi. O dönemde karakterli arkadaşlarımız vardı. Yükün
altından kalkmaya çalışırken beni olgunlaştırdı" diye konuştu.
"Önemli bir Gençlerbirliği maçımız var"
Sözlerine
Spor Toto Süper Lig’in 13.haftasında Gençlerbirliği ile oynayacağımız
karşılaşmaya yönelik açıklama yaparak son veren başarılı oyuncu, "Bu
sene ve geçen seneye bakıldığında Türkiye Ligi’nde insanlar şunu
istiyor; bu takım kazansın ve bu makas dardı. Bugün ise Ligimize
bakıldığında, puan durumuna bakıldığında zorlu bir ligdeyiz. Yabancı
oyuncular da gelince; ya kültüre alışamıyorlar ya da Türkiye Ligi’ni
kolay görüyorlar. Türkiye Ligi zor bir lig. Anadolu takımları ile bazı
takımlar arasında camia farkı vardır ama sahada çok fark olduğunu
düşünmüyorum. Mücadele etmeyen takımın kazanacağını düşünmüyorum. Bizim
takım mücadele ediyor. Başarı da başarısızlıklar da var. Başarıyı da
hazmetmenin önemli bir özellikle olduğunu düşünüyorum. Sevinci yaşamak
futbolcunun tamamen hakkıdır. Ama futbol güncel bir oyun ve yeni maçlar
oluyor. Marsilya ’da güzel bir an yaşadık. Fenerbahçe armasını en iyi
şekilde temsil ettik. Sevincimizi bugün de yaşayacağız. Ama önümüzdeki
Gençlerbirliği maçı bizim için önemli. Mental anlamda mutluyuz. Fizik
anlamında yıprandığımızı düşünüyorum. Taraftarımızdan bizi
desteklemesini her zaman olduğu gibi yine istiyorum. Gençlerbirliği iyi
ve başarılı bir ekip. Kendi sahamızda puan kaybı yaşamak istemiyoruz.
Hata yapmak istemiyoruz. Taraftarımızdan çok şey bekliyoruz, iyi bir
takımla oynayacağız. Saygı duyduğumuz bir ekip. İlk yarıyı güzel bir
noktada bitireceğiz" şeklinde konuştu.