Profesyonel Futbol Takımımızın oyuncularından Henri Bienvenu bu ayki Fenerbahçe Gazetesi'nin konuğu oldu.
Bienvenu'nun Fenerbahçe Gazetesi'nde yer alan röportajı aşağıdaki gibidir:
-Fenerbahçe'ye gelişin nasıl gerçekleşti… Nasıl bir transfer hikâyen var?
"Transfer
gelişmesi çok hızlı oldu. Daha önceden takip edildiğimi biliyordum.
Ancak karar vermek ve buraya gelmek son derece hızlı gerçekleşti. Ama
her şey çok mükemmel oldu benim açımdan. Hem transfer görüşmeleri, hem
buraya gelişim ve burada ki sıcak karşılanışımı çok iyi buldum. Bu
olaylardan çok mutlu oldum ve umarım önümüzdeki dönemde de bu güzel
başlangıç devam eder."
-Buraya gelen her oyuncu Türkiye Ligi'nin zorluğundan bahsediyor. Sence de Türkiye ligi zor mu?
"Gerçekten
zor bir lig ve her futbolcu açısından bir takım zorlukları var. Ancak
benim hedefim böyle zorlukların üstesinden gelmek olduğu için benim için
çok şanslı bir lig ve burada olduğum için kendimi çok şanslı
hissediyorum. Bu zorluklarla baş edip kendimi daha da geliştirmek
istiyorum."
-Seni Kamerun milli
takımındaki 'Samuel Eto'o'nun veliahtı' olarak görüyorlar. Onun yerini
doldurabilir misin? Bunun konuda neler söylemek istersin?
"Eto'o
büyük bir futbolcu, onun yerini doldurmak gibi bir düşüncem yok. Ancak
benim tek düşüncem elimden geleni fazlasıyla yapmak, maksimum
seviyelerde yapmak. Benim şuan tek düşüncem Kamerun Milli takımından
önce Fenerbahçe'de başarılı olmak istiyorum, burada kendimi geliştirmek
istiyorum. Zaten ben burada başarılı olursam ve kendimi daha çok
geliştirirsem ister istemez Kamerun milli takımında da o beklentilere
cevap vermiş olacağım. Dolayısıyla benim öncelikli olarak hedefim
Fenerbahçe'de başarılı olmak."
-Fenerbahçe bu sezon diğer sezonlara göre daha az gol attı. Senin 4 golün var. Kendinde ne gibi eksiklikler görüyorsun?
"Öncelikle
atmış olduğum gol sayısı benim için de çok yeterli değil. Daha çok gol
atacağımı düşünüyorum. Bunun içinde sürekli çalışıyoruz ve bunun içinde
çok tecrübeli antrenörlerimiz var. Futbolculuk yaşantılarında önemli
gollere imza atmış hocalarımız var. Onlar bizlere sürekli,
antrenmanlarda olsun, antrenman harici bölümlerde olsun, özel
çalışmalarla olsun bizleri bu anlamda golcülük özelliğimizi
geliştirmemiz için son derece iyi bir şekilde çalıştırıyorlar. Ben de bu
çalışmalara cevap verebilmek için sahada var gücümle oynayarak bir emek
ortaya koyuyorum. Benimde en büyük arzum gol sayımı artırmak. Gollerimi
artırarak da Fenerbahçe'ye yararlı olmak ve Fenerbahçe'nin kazanmasını
sağlamak. Özellikle çok kritik maçlarda önemli gollere imza atarak
Fenerbahçe'nin başarılarına başarı katmak istiyorum."
-Taraftarın beklentisi yüksek, önümüzde Galatasaray derbisi de var. Bunun için neler söylemek istersin?
"Benim
en büyük amacım Fenerbahçe'de iz bırakarak gitmek. En büyük hedefim bu.
İz bırakmak için de en önemli fırsatlarından bir tanesi oynayacağımız
Galatasaray maçı. Taraftarımız ve camiamız için son derece önemli ve
anlamlı bir maç.
Bu anlamın ve öneminde farkındayım. Bu maçın
önemi hakkında herkes gerekli bilgileri bana verdi. Benimde en büyük
arzum o maçta oynamak ve çok iyi bir performans ortaya koyup gol ve ya
goller atıp Fenerbahçe'de iz bırakan bir futbolcu olmak istiyorum.
Fenerbahçe'nin tarihinde yer almak istiyorum. Bunun içinde en büyük
amacım bu maça yüzde yüz konsantre olup bu maçta elimden geleni
fazlasıyla ortaya koymak."
-Fenerbahçe
taraftarını nasıl buluyorsun? Manisaspor maçında yani bayan ve
çocukların izlediği müsabakada 61. dakikada oyuna girdin ve oradaki
atmosferi gördüğünde neler düşündün? Sence bu organizasyonla Fenerbahçe
taraftarı Fair-Play'i hak etti mi?
"Benim için
muhteşem bir görüntüydü. Çünkü o maçtan önce bizlere seyircisiz
oynanacağı söylenmişti. Maça 2 gün kala stada kadın ve çocuk
taraftarların alınacağı haberi ortaya çıkmıştı. Ancak bizler
karşılaştığımız manzara karşısında çok duygulandık hiç beklemediğimiz
bir şeydi. Tıklım tıklım dolu bir stat vardı. Stadı hınca hınç dolduran
kadın ve çocuk taraftarlarımız bizlere son derece iyi bir şekilde destek
verdiler. Bence bu Fair-Play ödülünün ötesinde bir olaydı. Tabii ki
Fair-Play ödülünü fazlasıyla hak ettiler. Bu onun ötesinde bütün dünyada
yankı uyandıran ve bütün herkesin yakından takip ettiği bir olay oldu.
Gerçekten çok etkilendim ve o anda sahada olduğum için gurur duydum."
-Anne
ve baban seni hiç yalnız bırakmıyorlar. Hatta baban idmanlara bile
geliyor… Ailen ile birlikte İstanbul'da yaşıyorsun sanırım?
"Geçmiş
dönemlerde onlara hasret kalmıştım. Çünkü çok sık birlikte olamıyorduk.
Ancak Türkiye'ye gelmemle birlikte onların da gelmesi ve benim yanımda
olmaya karar vermeleri bana çok büyük bir moral veriyor. Sürekli
birlikteyiz. Bana sürekli destek oluyorlar ve moral veriyorlar. Umarım
bu da benim performansıma yansır."
-Taraftara bir mesajın var mı?
"Hep
yanımızda olsunlar. Bu takım geçen sene şampiyon oldu. O şampiyonluğu
tekrar yaşamak adına yapacakları yoğun tezahüratlarla hep arkamızda
olsunlar destek versinler. Bizler onlar için buradayız ve onları mutlu
etmek adına var gücümüzle çalışıyoruz. Taraftarlarımızın desteklerine
ileriki dönemlerde gollerimizle cevap vereceğiz"